PSİKOLOJİDE EKOLLER
- Doğuhan Murat Yücel
- 27 Eki 2016
- 2 dakikada okunur
İhtisas alanı olduğundan beri farklı tanımları bulunan psikolojinin her ögesi tartışmaya açıktır. Halen bir bilim olup olmadığı tartışma konusudur. Yüz yıllık bir geçmişe sahip olan psikoloji alanının her geçen gün çoğalan ekolleri mevcuttur. Felsefeden kopan bir çalışmanın dogmatik olması da beklenemezdi. Aşağıda sıraladığımız yedi ekol ders kitaplarında yer alan basit ayrıma mahsuptur. Aslında onlarca psikoloji ekolü sayılabilir. Bazı büyükleri şöyle sıralanabilir: Adlerci, analitik, davranışçı, bilişsel, davranışsal terapi, bilişselcilik, tahlili, ekolojik, sistemler, varoluşsal terapi, aile terapisi, feminist terapi, gestalt, hümanist, logoterapi, tasviri terapi, felsefi psikanaliz, psikanalitik, psikodinamik akılsal- duygusal davranış, trans-personel Bak: dmy.info/psikoloji-nedir/ Bak dmy.info/dusunce-nedir/
PSİKOLOJİDE EKOLLER
1.YAPISALCILIK
Bilinci yapı bakımından inceleyen Yapısalcı (Struktürcü) Psikoloji, Amerika’da yeni psikoloji hareketlerinin kendisine meydan okumasına kadar birkaç yıl gelişme olanağı bulmuştur. Yapı, bünye gibi anlamlara gelirken; Psikoloji’de bilincin yapısını inceleyen ve psikolojinin konusu olarak bilincin hallerini, bir fizikçinin maddenin atomlarını incelemesi gibi, yapı bütününü elamanlarına ayırarak, analiz yaparak inceleyen psikoloji anlayışına denilmiştir. Bu ekolün kurucusu, fizyologların kullandıkları metotları psikolojiye uyguladığı için deneysel psikolojinin de kurucusu kabul edilen Wilhelm Wundt‘tur. Buna göre:
İnsan zihni çeşitli bilinç ögelerine ayrılmıştır.
Psikolojinin konusu bilinçtir. Amacı ise bilince ait ögeleri belirlemek ve çözümlemektir.
Bunun için “içe bakış” yöntemi kullanılmalıdır.
İnsan davranışları kontrollü koşullarda gözlenmelidir.
İçsel duygular, sezgiler ve düşüncelere odaklanır.
2.İŞLEVSELCİLİK(FONKSİYONALİZM)
Yapısalcı Wundt ve Titchener’in dar ve sınırlayıcı psikoloji anlayışına karşı ilk başkaldırı yirmi yıl sonra 1900’de Chicago Üniversitesinde gerçekleşir. Amerikan psikoloji sisteminin kendi türündeki ilk örneği olan İşlevselcilik (Functionalism)’dir. İşlevselcilik, zihin işlevleriyle veya organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlamasıyla ilgilenir. Bu anlayışla işlevselcilerde zihni, zihnin organizasyonu (temel elemanların bir yapı taşı) açısından incelemekten ziyade bu süreçler kümesi veya gerçek dünyada pratik sonuçlara sebep olan işlevleri açısından araştırmışlardır. Bu yönüyle İşlevselcilik, aslında Wundt Psikoloji’sine ve Titchener Yapısalcılığı’na karşı çıkıştır.Tam olarak karşı oldukları, süregelen faaliyetlerin veya bilinç işlevlerinin hiçbirini dikkate almayan psikolojinin ilk tanımları olmuştur. Ayrıca onlar, organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlama işlevinin üzerinde çok durmalarından dolayı da psikolojinin mümkün olan tüm uygulamalarıyla ilgilenmişlerdir. Temsilcileri John Dewey, William James’tir. Buna göre:
Darwin’in çevrelerine uymalarını esas kabul etmesi ve organların ayrı ayrı rollerini temel kabul etmesi gibi: James de, zihinsel süreçleri yaşayan organizmaların kendilerini çevrelerine intibak ettirici bir iş görmesi bakımından ele almıştır.
Zihin ve davranışın işlevleri üzerinde durulmalıdır. (Yapısalcılardan farkı: zihinsel yapıdan çok işlev üzerinde durmalarıdır.)
Kişiliği ve davranışı çevreye uyum süreci olarak ele alırlar.
Davranışların incelenmesini beyin, sinir sistemi ve beyin hücreleri(nöronlar) arasındaki sinaps bağlarına göre ele alırlar.
Öğrenme, motivasyoni problem çözme gibi çevreye uyumu kolaylaştıran konular üzerine çalışırlar.
Psikolojinin gündelik hayata uygulanmasına önem verirler. İçe bakış yöntemi kullanırlar.
3.DAVRANIŞÇILIK
1913 yılında yapısalcılık ve işlevselciliğe karşı kökten bir tepki hareketi ortaya çıkmıştır. Tepki olarak kalmayıp, gerçek bir devrim olmuş; her iki bakış açısına savaş açılmıştır. Wundt’un psikoloji algısına ilk defa kökten bir tepki gösteren ekoldür. Davranışçılığın temel ilkeleri 1913 yılında John Watson (1878–1958) tarafından formüle edilirken, ekolün kurucusu da kendisi olmuştur. Watson, deneysel yordamı ve hayvan psikolojisi ilkelerini (kendisinin faaliyet gösterdiği alanı) insana uygulamak istemiştir. Onun bu düşüncesi ise Davranışçı akımın en temel yaklaşımı kabul edilmiştir. Diğer temsilcileri: Ivan Petrovitch Pavlov (1849–1936), Edward Thorndike(1874-1949)
Comments