Siyaset ve Parti...
- Ahmed Kaymak
- 17 Eyl 2019
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Nis 2021

Siyaset, belli bir insan grubu veya topluluğunun çeşitli yöntem ve araçlarla kullanabileceği etkin bir kuvvetle belirli bir sahada yaşayan diğer insanların kaderleri üzerinde söz ve karar sahibi olmak için başvurdukları örgütlü ve operasyonel bir araçtır.
Etkin kuvvet veya kuvvetlerin yoğunlaştığı merkez devlet örgütüdür..
Siyasetin temel ve stratejik hedefi, belli amaçlar doğrultusunda, bu örgütü ele geçirmek ve kullanmaktır.
18 ve 18. yüzyılın sonlarına kadar ihtiras ve çeşitli çıkarlar doğrultusunda hareket eden üst kademedeki iktidar güçleri arasında süren kavga ve koplolarla bu devlet aygıtı ele geçiriliyordu. Komplo, entrika ve darbeler yoluyla daha çok saray çevresinde ve içinde gerçekleşen iktidar değişikliklerine halk katılmıyordu.Halka, devlet örgütü ve iktidarını ele geçiren yeni monarklara, ilan edilen yeni krala veya yeni oligarklara önceki gibi biat etmekten başka seçenek bırakılmıyordu. İktidar grupları için halk her zaman olduğu gibi sömürülen, kullanılan bir hammaddeydi. Kim, hangi ihtiras ve çıkar grubu devlet aygıtını ele geçirirse geçirsin halkın yazgısı değişmiyordu.
Ellerinde kılıçla, komplo ve entrikalarla daha etkin bir güç olan devlet örgütünü ele geçirenler halktan sağladığı zenginlikleri böylece paylaşmayı sürdürüyorlardı.
Kökleri geçmişe dayansa da Avrupa'da aydınlanma ve rönesans akımının bu tarz siyaste itirazı ve yön veren düşünceleri ancak 19. yüz yılın içinde yeşerme zemini bulabildi. Sınır tanımayan sömürü düzenininde çıkar ve ihtiras gruplarının kılıçla, zorla, komplo ve entrikayla iktidarı ve devlet örgütünü ele geçirmeye çalışan kuvvetleri sınırlayabildi. Başlangıçta farklı çıkar gruplarını temsil etme iddiasıyla oluşturulan partiler sınırlı bir biçimde sosyolojik bir genişleme gösterdiyse de zamanla genel çıkarları temsil etmeye yönelik geniş halk kitlelerine dayalı modern siyasi partilerin doğuşu böyle oldu.
Siyasi partilerin doğuşuyla siyasetin ruhu ve stratejik hedefi değişmedi; sadece kullandıkları yöntem ve araçlar değişti. Geniş halk kitlelerine dayanan partiler artık demokratik bir yöntem olan seçimlerle iktidar yarışına girmeye başladılar. Özünde hangi toplumsal sınıf ve grubun çıkarlarını temsil iddiasında olursa olsun bütün ülkelerde partiler iktidar ve devlet gücünü ele geçirmek için halkın, toplumun her kesiminin ağırlıklı desteğiyle demokratik bir yöntem olan seçimler yoluyla iş başına gelirler. En azından teoride ve sözde bütün ülkelerdeki partilerin iddiası bu yöndedir.
İddialar bu yöndedir; ama siyasetin ruhu eski arketiplerinden arınmış değildir: Kimi ülkelerde şartlar oluştuğunda farklı çıkar ve amaçlarla kimi toplumsal ve sınıfsal gruplar, seçimleri beklemeksizin ve halkın onayını bir kenara bırakarak, genelde ülkenin silahlı kuvvetlerini devreye koyarak askeri darbelerle devlet örgütünü ele geçirebilmektedirler. Hemen her ülkede bu gibi silahlı operasyonların arkasında hemen her zaman kimi çıkar gruplarının ve siyasi partilerin bulunduğunu unutmamak gerekir.
Demokrasi kültürü gelişmemiş ülkelerde toplum için bu risk her zaman vardır ve partilerin iki yüzlülüğünü ortaya çıkartan böyle bir geleneğe ve gerçeğe her zaman tanık olunmaktadır.
***
Demokratik kültürün sakat ve çarpık geliştiği ülkelerde var olan siyasi partilerde elitlerin, klik ve hiziplerin parti yönetimini ele geçirmek için kullandıkları yöntemler ve araçlar arasında da çok yakın benzerlikler bulunmaktadır: Komplo, entrika, yalan; rakiplerini itibarsızlaştırma yöntemleri sözde demokratik yarışın birer enstrumanı olarak işlev görmektedir.
***
Peki, Kuzey Kurdistan'daki partilerin bu bakımlardan durumları nedir? Nasıl bir işleyiş ve çalışmaya sahiptirler?
Program ve tüzükleri oldukça modern ve demokratik olduğu görülen Kurd partilerinde kurulu teşkilatlar ne gibi fonksiyonlara sahiptir?
Kongreleri nasıl toplanıyor;delegeler mi belirleyici bir rol oynuyor, yoksa her şey elitlerin ellerinin altından mı çıkıyor?
Bu partilerin kongrelerinde gerçek bir seçim yapılmakta mıdır?
Kuşkusuz, sorular çoğaltılabilse de bu sorulara yanıt vermek pek kolay değil.
Belki kimi yanıtlar için somut gözlemlerden yararlanmak mümkün olabilir:
Kürd partileri pratikte, kitle ilişkilerinde ve toplumsal rollerinde göstermelik pozisyonlarda kalıyorlar. Bu çok açıktır.Durum böyle açık olunca, kongreleri, kongrelerde delagasyonun rolü, seçim meçim de göstermelik bir düzeyde seyrediyor demektir...
***
Kürdler için de partiler çok gerekli ve önemli birer arçtırlar. Partiler aynı zamanda demokrasinin temel unsurudurlar ve kendi iç işleyişleriyle birlikte toplumla ilişkileri de demokratik kültürün savunduğu değerlerle uyumulu bir imaj sergilemelidir
Başka türlü olmaz. Başka türlü olursa işler, komplo, entrika, yalan ve dolanla dönmeye devam eder; sonunda geriye ne partiler kalır ne de insanlar!
17.09.2019/Amed
コメント