Anarşist Virüs: Covid-19 ve öteki anarşiler…
- Ahmed Kaymak
- 7 May 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 27 Nis 2021

Kapitalizmin üretim sistemi yapay tüketim ürün ve araçları üzerinde yoğunlaştıkça aşırı üretim zorunlu olarak aşırı tüketimi de aynı sistem içinde talepler zincirine doğal bir ihtiyaçmış gibi dahil eder. Bu da kapitalizmin doğası gereği sanayi ağını ve imalat sektörünü körükler ve dünyanın her ülkesine ve bölgesine yayar.
Üretim anarşisi budur.
Yayılma sadece tüketim ve kullanım ürünlerinin piyasadaki ölçüsüz dolaşımı ile sınırlı kalmaz; beraberinde milyarlarca ton atığın çevrede birikmesine, toprağın, suyun ve havanın ölçüsüzce kirlenmesine de yol açar.
Bu da kapitalistlerce sürekli kamçılanan talebin yol açtığı tüketim anarşisinin sonuçlarıdır.
Üretim ve tüketim anarşisinin ölçüsüzce yoğunlaştığı dünyamızda üretim ve tüketim sanayisi aracılığıyla dönüşen doğal çevrede, canlı organizmayı olumsuz etkileyen yeni bakteri türlerinin yanı sıra çeşitli inorganik veya yarı organik mikrop ve virüsler de oluşmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında Covid-19'un sanayi kaynaklı bir virüs olduğuna pek şüphe kalmıyor.
Bu görüş çok sayıda bilim insanı tarafından da desteklenmekte veya en azından ciddi bir çerçevede tartışılmaktadır.
Aşırı üretim ve tüketim sonucu bileşik sanayinin yol açtığı kirlilikle dünyanın çeşitli bölgelerinde süren savaş ve çatışmalarda kullanılan silahların yaydığı zehir doğa, çevre, su, toprak ve havanın kirlenmesinde ayrıca rol oynayan temel faktörler olmaktadır. Üstünde yaşadığımız toprak ve bizi saran çevre, içtiğimiz su ve soluduğumuz hava temiz değil. Dünya atmosferi içinde yoğunlaşan gaz bulutları üzerimize zehir boşaltıyor ve oksijen giderek daha tehlikeli oranlarda azalıyor. Üreyen ve yaşayan her canlı organizma bu durumun etkisi alında kalıyor ve nefes alamıyor.
Covid-19 da oksijensiz bir ortamın ürünü olarak aktifleşiyor. Doğrudan solunum organları ve fonksiyonları üzerinde etkili oluyor. Bütün bilim çevreleri, bütün dünya devletleri ve uluslar arası sağlık örgüt ve kurumları bu gerçeği her gün tekrarlıyor. Covid-19'dan etkilenmemek ve korunmak için çevrenin temiz tutulması için ardı arkası kesilmeyen tavsiyelerde bulunuyorlar.
Devletler çeşitli olağanüstü önlemler alıyor. İnsanları birbirlerinden ve kirlenmiş çevreden izole etmek için yeni sosyal kurallar dayatılıyor ve yasalar çıkartılıyor. Yaşam ve iş yerlerinde çeşitli nokta ve alanlara yakın ve uzak mesafeli elektronik gözlem ve tarama cihazları konuluyor. Gazete, radyo, TV ve Sosyal medya aracılığıyla hijyen konusunda insanlara her gün bolca "bilimsel" bilgiler veriliyor.
Bütün bu olanlar alışılagelen normal bir duruma işaret etmiyor.
Bütün bu kural, yasa ve teşvik edilen aşırı davranış biçimlerinin gerçeklerin üstünü örtmenin global bir anomalisi haline gelmesinde, sizce de, aşırı bir anormalik yok mu?
Covid-19 zaten vardı. Onu aktifleştiren ölçüsüz üretim ve yapay tüketim tutkusunun yol açtığı anarşi ve kirliliktir.
O halde insanlardan saklanan ne?
Yoksa Covid-19'un efendileri kapitalistler midir?
Somut veri ve septom analizlerine rağmen bu virüs kapitalistlerin global çapta kullandıkları siyasi oyunların bir parçası mı?
Covid-19 üzerinden Global düzeyde oynanan bu siyasi oyunların büyük aktörleri elbette yukarda belirttiğimiz gerçekleri insanlardan gizlemeye çalışacaklardır. Korku ve panik yayan oyunlarla….devreye sokulan başı boş kitlesel algı ve histeri araçlarıyla!
Herkes hedef; Otorite tanımayan ve insanların sınıf, sosyal statü, renk cins, etnik farkına bakmadan bir anda ciğerlere dalıp saplanan görünmez bir şeyle herkes karşı karşıya.
Ölçüsüz sanayi ağının doğurduğu üretim ve tüketim anarşisinin sonuçlarından biri olan Covid-19, aç gözlü kapitalistlerin sorumlu oldukları diğer anarşileri düşünmemizi bir kenara bırakıyor.
Herkes bilmeli ki, Covid-19 bu anarşilerde tek başına sorumlu değildir. O bir neden değil, sonuçtur. Bundan kapitalistler ve kapitalist düzen sorumludur. Atmosferi zehirleyen, oksijeni tüketen, çevremizi kirletip canlı yaşamı tehdit eden onların ekonomik, sosyal ve siyasal düzenleridir.
Dünyada bu duruma karşı çıkan bir güç yok.
Güç kapitalistlerdedir.
Onlar ne yapıyorlar?
Şunu yapıyorlar: Covid-19 ile mücadele adı altında kitleleri korku ve panik aracılığıyla yeniden şekillendirme, daha kolay yönetip yönlendirme konularında devletleri ikna etmek için her türlü önlemi dayatmaktan geri durmuyor, durmayacaklar.
Yani?
Yani kapitalistler dünyayı değiştirmek istiyor!
Bu şekilde başarabilirler mi?
Ya da bulunduğumuz evrede insanların yaşamı bugünden farklı olarak sübjektif kural ve yasalarla planlanabilir mi?
Buna insanlar tam da düşündükleri gibi kolay boyun eğer mi?
Bana pek kolay olacak gibi görünmüyor…
İnsanlık Global faşizmin yanında yer almayacaktır…
________________
Ahmed Kaymak/Amed
06.05.2020
Comentarios