HAK-PAR dibêje Na!
- Refik Karakoç (Hak ve Özgürlükler Partisi Gn Bşk.)
- 19 Şub 2017
- 3 dakikada okunur

Biz HAK-PAR olarak diyoruz ki; Kürdlerin Türkiye'deki hükümetlerin dayandıkları sistemle ilgili itirazı, demokratik nitelikte yönetimin var olmaması sorunudur. Yönetimin, hangi elde, hangi partide veya hangi partilerde olursa olsun, demokratik olmasını önemsiyoruz. İster parlamenter, ister yarı başkanlık veya başkanlık sistemi olsun, Kürtler sistemin içeriğine ve demokratik işleyişine bakmalıdırlar. Bu da Türkiye'de yaşayan etnik ve ulusal kimlikleri tanıyan; kişi ve topluluk haklarını güvence altına alan demokratik ve özgürlükçü bir Anayasal sistemle mümkün olabilir.
HAK-PAR; bugüne kadar 18 defa değiştirilen ve bu değişikliklere rağmen ırkçı ve çatışmacı karakterini kaybetmeyen 1982 Anayasası'nın ilk dört maddesi dahil A'dan Z'ye bütün maddelerinin değiştirilmesini talep ediyor ve bu temelde Türkiye'de demokratik bir toplum yaratılmasını halkların geleceği açısından zorunlu buluyor ve bunu savunuyor.
Belirtilmesi gerekir ki, Mecliste kabul edilen ve 16 Nisan'da referanduma sunulacak Anayasa maddeleri değişiklikleri toplumsal, kültürel ve ekonomik boyutları kapsamıyor. Söz konusu değişiklikler siyasal niteliklidir ve sistemle alakalı düzenlemelerle sınırlı tutulmuştur. Bu düzenlemeler Türkiye'nin çok etnisiteli yapısını ve kültürel farklılıkları yansıtan gerçekliğini göz ardı etmiştir. Demokratik Anayasalar, toplumun sosyolojik gerçeklerine paralel, tarafsız, eşitlik kriterlerini esas alan ve toplumun genel iradesiyle hak ve çıkarlarını dengeleyen hukuksal metinlerdir. Bir sınıfın, bir çıkar grubu veya siyasi partinin ideolojik isteklerine dayanmaz. Yapılan değişikliklerle referandum konusu olan maddelere bakıldığındaysa, böyle bir yaklaşımın tersine, özellikle ideolojik bir özlemin ağırlıkla yansıtıldığı görülmektedir. Bu yaklaşım tarzıyla ortaya çıkartılan Anayasa metni demokrasinin gelişip güçlenmesine ve başta Kürt sorunu olmak üzere toplumun hiçbir temel sorununun çözümüne esas olamaz ve yön veremez. Türkiye gibi kolay manipüle edilen toplumlarda mevcut Anayasa değişikliğinin öngördüğü cumhurbaşkanlığı sistemi risklidir. Denge unsurlarının zayıflatılmış olmasından dolayı öngörülen başkanlık sistemiyle yürütmeye ve siyasal iktidara tanınan yetkiler, hükümetlerin despotizme kolayca kaymalarına ve keyfi uygulamalara elverişli olanaklar yaratıyor.
Bu çerçevede öngörülen Anayasa uygulamaları toplumda güvensizlik ve gerilimi derinleştireceği gibi Türkiye'nin AB sürecini de olumsuz etkileyecektir. Kimi Ortadoğu ve Asya ülkelerinde tanık olduğumuz baskıcı yönetim biçimlerine benzer hükümetlerle yönetilecek bir Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan sürekli bir istikrarsızlık girdabına gireceği açıktır. Ortaya çıkacak bu tablonun Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde ayrıca kritik siyasi sorunlara yol açması kaçınılmazdır.
Biz HAK-PAR olarak;
1- Bu Anayasa değişikliğinin toplumsal, kültürel ve ekonomik bir bağının olmadığını; değişikliklerin siyasal sistemle ilgili düzenlemelerden ibaret olduğunu; söz konusu değişikliklerle yapılan yeni düzenlemelerin demokrasi, insan hakları ve toplumsal barış için ciddi riskler taşıdığını; en önemlisi Kürtlerin ulusal, kültürel ve demokratik haklarına ilişkin ilerleme sayılabilecek bir anlayış yansıtmadığını;1982 Anayasası'nın katı üniterci ve çatışmacı niteliğinin bu değişiklikler ve düzenlemelerle aynı şekilde muhafaza edildiğini tespit ederek, Referandumda, HAYIR, diyoruz.
2- Söz konusu değişiklikler 15 Temmuz olaylarının ardından Türkiye genelinde ilan edilen OHAL şartları içinde yapılmıştır. Bu şartlar içinde referanduma gidilecektir. İnsanların kendilerini baskı ve tehdit altında hissettiği; her gün yüzlerce kişinin tutuklandığı; cadde ve sokak başlarında kolluk kuvvetlerinin boy gösterdiği bu sosyo-psikolojik şartlar altında insanların özgürce ve kendinden emin bir şekilde iradesini sandığa yansıtmaları düşünülemez. Bunun için bu tek taraflı ve anti demokratik girişime karşı bütün gücümüzle sonucu etkilemek için, Hayır, diyoruz.
3- Toplumun kamplaşmasına hizmet eden, toplumsal kesimler, kültürel ve dinsel topluluklar arasında gerilim ve çatışmaya yol açacak siyaset tarzlarına karşı akla dayalı, uzlaşma ve barış söylemini ve haklı davamızın meşruiyetini halkımızla paylaşmak için, Hayır, diyoruz!
4- Türkiye'de barış ve huzurun, toplumsal ilerleme ve refahının yolu; demokratik federal bir yapıdan ve bu yapıya hukuki bir temel olacak federal bir Anayasa'dan geçer. Bu yolu açmak için 1982 Anayasası'yla birlikte yeni şekliyle topluma dayatılmak istenen anti demokratik ve toplumun geleceğini riske sokacak değişikliklere karşı referandumda, Hayır diyoruz.
HAK-PAR dibêje Na! Em dibêjin Na… Ma vanê Nê… Biz Hayır diyoruz…
תגובות