top of page

Feminizm öcü mü?


Feministler kimilerine göre erkek düşmanı, evde kalmış çirkin kadınlardır. Çocuk doğurmayan, doğursa da annelik nedir bilmeyen bu kadınların gerçek talebi erkekleri kendi hegemonyalarına almaktır. Kimilerine göre ise, onlar devrimci veya ulusal mücadeleyi bölen, devrim kaçkını uçuk kaçık kadınlar. O kadar yaygın bir söylemdir ki bu, her kadın ömründe en az bir kez bu yaftalardan biriyle etiketlenmiş, her erkek ise ömründe en az bir kere bu sözcükleri sarf etmiştir.

“Feminizm nedir?” diye sorsanız, alacağınız yarım yamalak cevaplardan anlarsınız ki, bu iddiaları dile getirenlerin tümü feminizm ile ilgili farazai görüşlerini, önyargılardan, kulaktan dolma bilgilerden, mesnetsiz söylentilerden oluşturmuşlardır. İnsana en garip geleni ise feminizmin, kadınların toplumsal, sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik haklar elde etmeyle ilişkili olduğunu bile bilmiyor oluşlarıdır. Siz istediğiniz kadar feminizmin bir erkek düşmanlığı olmadığını, toplumsal, feministlerin siyasal iktidarın bütününe göz dikmediklerini, taleplerinin aslında son derece yalın bir eşitlenme, iktidardan eşit hak alma politikası, cinsiyetçiliği, baskı ve sömürüyü ortadan kaldırma hareketi olduğunu söyleyin, en fazla karşılaşacağınız cevap “gerçek feministlerin” sizin gibi düşünmediği olacaktır. Bu mono-diyalogların kadın- erkek arasında geçtiği yanılsamasına da girmemek gerek. Kadın-kadına da bir dizi benzer süreçlere tanık olmak mümkündür.

Feminizm nedir?

Son derece basit bir ifadeyle feminizm, toplumsal cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ortadan kaldırmayı, kadınların edilgen, ikincil statülerini alaşağı ederek onları diğerleriyle (bu kadın da erkek de olabilir) eşitlemeyi amaçlayan bir hareket, bir politik anlatıdır. Bu eşitlenme mücadelesi salt bir cinse karşı olmayıp, odağında cinsiyetçi düşünceye, erkeklik kültürüne, ataerkiye bir yüklenme vardır. Son tahlilde toplumsal cinsiyet adaletini, imtiyazsız bir dünya özlemini, eşitlik ülküsünü içerir. Eşitsizlik üreten tüm tahakkümlerin karşısında duran feminizm, sınıf, ırk tartışmalarında da ezilenden, sömürülenden yana saf tutan, büyük kadın anlatısıdır. Feminizm bir “büyük başlıktır.” Çeşitli akımları olup, kişinin kendisine rehber edindiği toplumsal siyasal öğretilerle, ideolojilerle harmanlıdır. Talep ve çözüm önerileri de bu bağlamda çeşitlilik gösterir. Örneğin marksist feministler, kapitalist sistemle kararlı bir mücadele olmadan bu sorunun ortadan kalkmayacağına inanırken, sosyalist feministler bu mücadele edilmesi gereken kapitalizm öznesinin yanına ataerkiyi de eklemektedir. Radikal feministlere göre, kadınların kurtuluşu kadın ve erkeğe giydirilen standart cinsiyet rollerine ve erkek hegemonyasına/iktidarına karşı çıkmakla mümkün iken ekofeministler, kadın ve çevre arasında bir ilişki iddia edip, ekolojik devrimi önermektedir. Ancak tümünün buluştuğu nokta, kadının toplumdaki ikincil statüsü, tabi pozisyonu ve onun kurtuluşunun kaçınılmaz bir mücadele gerektirdiği fikridir.

Kürt Kadınları feminizmin neresindedir?

Kürt kadınları ile erkekleri (ve feminizme mesafeli olduğunu iddia eden kadınları) arasındaki en görünür fikri gerilim, Kürt kadınlarının kadın mücadelesi yürütürken ulusal kurtuluş mücadelesinden savruldukları iddiasında düğümlenmektedir. Ağırlıklı olarak dile getirilen görüş, Kürt kadınlarının ulusal boyundurluktan kurtulmak için tüm enerjilerini sadece ulusal mücadeleye harcamaları , kadın sorununa yönelik mücadelelerini ulusal kurtuluştan sonraya ertelemeleri gerektiğine ilişkindir. Aksi yolda yürüyen kadınların ulusal kurtuluş güçlerini bölerek, güçsüzleştirdikleri, ulusal kurtuluşu bu yolla geciktirdikleri, bu yüzden Kürt feministlerinin bir vebal altında oldukları düşünülmektedir.

Oysa gerçek öyle değildir.

Kaynak: http://www.basnews.com/index.php/tr/lifestyle/sexual/335099

 
 
 

Comments


SON YAZILAR

Federalistler

© 2023 by Kathy Schulders. Proudly created with Wix.com 

  • Grey Twitter Icon
bottom of page