top of page

Ulus ve özgür birey

Kürt siyaseti egemenlik haklarını elde edip yönetmeye başladıkça, devlet ve ulus inşa sürecinde sürekli olarak bireysel hak ve özgürlükler sorunuyla karşı karşıya kalacaktır. Adaletin toplumsal inşası kolay değildir.

Klasik ulus inşa döneminde, milliyetçiler; devlet ve ulusumuzu inşa ettikten, güçlendikten, düşmanları tesirsiz hale getirdikten sonra, “bireysel özgürlük ve farklılık haklarını hallederiz” tavrı izlediler. Modern toplumun iki vazgeçilmez öznesi olan ulus ile birey özgürlüğü arasında teraziyi ulus lehine çevirdiler. 19. ve 20. yüzyılın bütün felaketleri modern toplumu inşa ayarını bu şekilde bozmuş olmaya dayanır. Ulus ve milliyetçiliğin “kötü şanı” da bununla alakalıdır. Aynı şey, kuşkusuz onun toplumsal bağlamı olan modernite için de geçerlidir.

Oysa özgür bireyin yetişmesi ile ulusun inşası, modern toplumun oluşması için birbirini tamamlayan iki temel kurucu sosyolojik süreçtir.

Kürt ulus ve devlet inşasının 19. ve 20. yüzyıldaki totaliter ve otoriter sapmayı tekrar etmemesi mümkün mü? Bunu başarmak için sosyolojik deneyim ne diyor?

19. ve 20. yüzyıllar ulus ve devlet inşaları toplumun çok az sayıda katılımı ile meydana geldi. Ulus ve devletler, özellikle de İslam ve doğu toplumları, okumuşların, asker ve sivil bürokratik kesimlerin üstten ideolojik dayatması olarak meydana getirildi. Tabii ki toplumun ulus ve devlet inşa sürecine katılımı oranında bu sapma imkansız hale gelebilir.

Kürdistan inşa olurken farklılıkların sorunları, bireylerin hak ve özgürlüklerinin tartışılması, hoşgörü sınırlarımızı sınayan uç fikir ve davranışlar, siyaset kurumu ve topluma rasyonel yeniden inşa ve öz dönüşüm imkanları verir. Bu durum yeni dönemde Kürtlerin ulus ve devlet olarak inşasının, bütün geri kalan ulus- devlet inşalarından farklı bir anlayışta oluşması için de imkan tanıyor. Güneyde, Kürdistan’ın yeniden inşası, klasik ulus oluşumlarından daha yüksek bir toplumsal katılım ve kamusal rasyonalizasyona sahip bir sürece dönüşmesi tamamen mümkündür.

Ulus ve devlet inşasında toplumsal katılım ve belirleyiciliği referandum ile esas kılmak yeni bir durumdur. Toplumsal konsensüs hakikatın bir sonucu, hakikat konsensüsün bir inşa edicisi olarak gelişiyor. Toplumsal temsil sınırsız bir iletişim topluluğu içinde evrensel bir rızayı kazanma imkanına dönüşebilir.

Kürdistan’ın demokratik ve toplumsal katılım ve konsensüsle inşa olması demek farklılıkların, azınlıkların, birey hak ve özgürlüklerinin, eleştiri, sorgulama ve devlet idari yapısı ve işleyişinin kamusal tartışmaya açık olması, ifade özgürlüğü ve hak arama usullerinin gündelik bir rutin ve praksisin kurucu aktörleri olması demektir.

Güneyde toplumsal katılımlı inşadan bahsederken, kuşkusuz, aynı zamanda savaş içinde ve jeo stratejik düşman projelerin uygulanmakta olduğu bir güvenlik sorunlu Kurdistan’dan da bahsettiğimizi gözönünde tutmamız gerekiyor. Güvenliği güçlü demokrasi devletlerinin insan haklarını ve özgürlüklerini “terör riski” ile sınırlandırmakta oldukları bir dünyada, Kurdistan’da yasadışı bulunanlara yönelik yasal uygulamayı “toplumsal ırkçılık” olarak “şikayet etmek” ve benzer manipülasyonlara dayanarak Kürt Yönetimini “gayri-meşrulaştırma” söylemleri geliştirmek sadece kötü bir algı inşa etmek değil, açık bir Kürt düşmanlığıdır.

Geçenlerde güneyde yaşanan Ferhad Pirbal olayının, birey hak ve özgürlükleri sorununun Kürtler içinde yeniden tartışılmasına olumlu bir etkisi olacaktır.

Kürt kamuoyu aynı şekilde devlet inşasında, doğu tipi idarelerde yaygın olan kötü idare pratiklerini de, “devlet ve ulus inşa sonrasına” bırakmadan, yapıcı bir şekilde, toplumsal katılımla yapmaları, Kürtleri diğer devlet oluşum süreçlerinden ayıran, altını çizdiğimiz farklı duruma örnek olabilir.

Her ulus ve devlet inşası gibi Kürtlerde de büyük sorunlar olacaktır. Bireysel sorumluluk, vatandaşlık bilinci ve toplumsal katılımla adalet arama eylemleri sorunların olumlu ve yapıcı bir şekilde çözümü için ve devlet idaresinin otoriterleşmesi önünde önemli bir engel olabilir. Bireylerin kendilerini ideolojik olarak katı şifrelere büründürmeleri, onların iletişimsel, dialog yoluyla olan ve kamusal imkanlarını kısıtlıyor. Ulus ve devletin inşa sürecinde bireyin ve farklılıkların, söz konusu ettiğimiz rolü oynayabilmesi için ideolojiyi kutsiyete çıkarmamış ve ona teslim olmamış bir siyasi kültüre sahip olması gerekiyor.

Yüzyıllardır ülke, ulus, devlet korumalarından mahrum bırakıldık; “olumsuz ulus tipi, olumsuz devlet tipi nedir?” en küçük hücresine kadar yaşadık, gördük, anladık. Deneyimimizi teorik hale getirerek, farklı bir hayat dünyası; ülke, ulus ve devletin yeniden inşasını anne sütü kadar helal ettik.

Güneyde, Kürt siyaseti, bağımsızlık referandumunu 21 Eylül 2017 tarihi olarak belirledi. Referandum sadece güneyde Kürt siyasi elitinin sorunu değil, belki de onlardan çok daha fazlasıyla, birey ve toplum olarak her kürdün sorunu, sorumlu eylemidir. O, toplumsal ve bireysel olarak Kürtlerin yeniden kendi hakikatleri ve kimliklerini inşa etme eylemidir.

Federalistler Not: Yazarın bu yazısı daha önce Basnews'te yayınlanmıştır. Erişim: http://www.basnews.com/index.php/tr/opinion/343926

 
 
 

Comments


SON YAZILAR

Federalistler

© 2023 by Kathy Schulders. Proudly created with Wix.com 

  • Grey Twitter Icon
bottom of page