top of page

Referandum ve Avrupa Birliği


Kurdistan Referandumu Ortadoğu’da doğrudan demokrasiyi inşa etme projesidir. Halk iradesinin yegane temsil ve kader belirleme mercii olarak kabul edilmesidir. Çatışmalı sorunların, sadece “Batı’da” değil, “Doğu’da” da demokrasi, dialog ve karşılıklı hoşgörü, ile çözülebileceğine olan bir inanca dayanıyor. Ortadoğu’da taraf ve aktörlerin değerler ve çıkarlarının iletişimsel bir akıl ve dil ile rasyonelleşme imkanı vardır.

Avrupa, ölüm, savaş, soykırımları üreten tarihini bu “toplumsal akıl” ile değiştirdi. “Avrupa ideali” farklılıkların ve toplumsal aklın “kutsal olduğu”; özgür insan ve özgür millet esasına dayanır.

Bugün kendisi için demokrasiyi “kutsal ilke” olarak bilen Avrupa, dün, (100 yıl önce), Ortadoğu’ya “şark despozitimini” layık gördü.

Avrupa, “bir öteki” olarak kurduğu “Ortadoğu’ya” artık, yüzyıl önce olduğu gibi bakamaz. Avrupa Birliği kendisi ile tutarlı olmak zorundadır. Kürtlerin önerdikleri referandumun konseptini iyi anlamak zorundadır. Sadece “Avrupa İdeali” bunu zorunlu kılmıyor, aynı zamanda, “Avrupa Çıkarları” da onları buna mecbur ediyor.

Kürtlerin önerdikleri demokrasi ile Ortadoğu’nun yeniden inşa formülü dışındaki öneri ve çabalar, eski Ortadoğu’yu daha da çılgın ihtiraslarla yeniden üretme ve “Batı’nın başına” da daha büyük belalar yaratma çabalarıdır.

Avrupa, Referandum ve Demokrasi’yi Yeni Ortadoğu için önermenin ne anlama geldiğine, eski alışılmış Oryantalist art niyet ve şablon ve irrasyonel tasavvurlarla değil, yeni anlalitik ve rasyonel yaklaşımlarla bakmak zorundadır.

Avrupa, Ortadoğu’daki çılgın düzenin durmadan ürettiği terör, savaş, sığınmacı akınlarının sonuçlarıyla güçten kuvvetten düşmek istemiyorsa, Ortadoğu için, idealine uygun tavır geliştirmek zorundadır; Kurdistan Referandumu Ortadoğu’nun ürettiği çılgınlıkları kontrol altına almak için önerilmiş tarihi en ciddi adımdır.

“Toprak Bütünlüğü” ilkesini “kutsal” olarak görmek Kürtleri sadece İŞİDlerle yaşamaya – soykırıma – bırakmak ahlaksızlığı değil, İŞİDlerin yeniden üretilmesi için varolan Ortadoğu mekaniğini yeniden oluşturmak demektir. Kürtlere “sempatisi” olanlar, “teör” ve mültecilerle uğraşmak istemeyenler başkasına değil, Kürtlere kulak vermelidirler. Referandum ilkesi Kürtlerin değil, tüm Demokratik dünyanın yegane savunusu olmalıdır. Ortadoğu ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılmak zorundadır. “Çıkarlarını” gözetmek isteyenler “günü tüketici” basit siyasetçileri değil, derin analitik düşüncesi olan ve herşeyden önce de, Avrupa’nın klasik Demokrasi İdealini savunmalıdır.

Bazı Kürt çalışmaları yapan uzmanlar Kürtlerin din ve ulus ilişkisi bağlamında sahih bir ulus ve modern demokratik bir toplum olabilme imkanını 100 yıl önce görmüşlerdi, ancak buna zamanın Batısı’nı inandıramadılar. Batı, Kürtler hakkında Oryantalist art niyetlere ve yanlış tanımlara sahip oldukları için Kürtleri yüzyıllık bir soykırım statüsüne esir etti, despotik devletlerin kürtleri bir asır boyunca katletmelerine seyirci kaldılar. Avrupa’nın “vicdanı rahattı”; çünkü, vicdanın kapısı “öteki” için kapalıdır. Kürtlerin bir yüzyılı daha böyle devam etmesini mi istiyorlar? Kürtler kendisi olmakta ısrarlı yükselen bir güçtür. Halepçeleri yeniden yaşamamaya karar vermişlerdir. Kürtlere devlet ve “Irak’ı bölmekten vazgeçin” diyenler Kürtlerin geleceğini kime yeniden teslim etmek istiyorlar?

Peşmergeye (Kürt savaşçısına) hayran kalanlar, onları insanlığın şövalyesi yapan derin medeniyet değerlerini anlamak zorundadır. Kürtler sadece başarılı savaşçılar değildir.

Ortadoğu’nun demokrasi esasında yapılanması Avrupa ideali için yeni bir dalga olacaktır. Kürtler dialog ahlakını esas almış önemli jeopolitik bir aktördür. Bu potansiyeli Dünya için kullanmaktan çekinen anlayış büyük yanlış yapar. Kürtlerin önerisine dünya kullak vermek zorundadır. Kürtlerin yeni inşa yolu, Peşmerge’nin hayran bırakan tavrı ile mücehhezdir. O savaş kabiliyeti salt askeri bir tesaddüf değildir. Peşmerge savaşma motivasyonunu geleneksel olarak insani değerler sistemine dayanma gücünden alıyor. Bu çile, bu feda, barbarlığa karşı bu medeniyet yükselişinin kürtlerin dünya duyarlılığı ve hayata sahip çıkmasının medeniyet boyutlarını görmeden, o değerlerin taşıdığı anlam görülmeden, savaşan Kürt gençlerinin dünyasını yanlış ve yüzeysel anlamak olur.

Dünya Peşmerge’ye “sempati” duymakla kalmamalı, herşeyden önce onu doğru anlamak zorundadır.

Bilinmesi gerekir ki, Kürtler DAİŞe, sadece savaşçı yetenekle karşı durmadı, bu başarıyı sadece Peşmerge gücüyle kazanmadı, Kürtler DAİŞ gibi bir “barbar” harekete karşı medeniyet eksenli bir savaş verdi. Kürt alimleri insan ile din ilişkisini rasyonel ve hakiki arügmanlarla topluma anlattılar. Kürtler İslamist fundamentalizme karşı “manevi”, kültürel ve moral eksenli güçlü bir savaş verdiler. Bu Kürtleri sadece “iyi savaşçılar” değil, güçlü bir medeniyet geleneğinin insani duyarlılığına sahip bir millet olmalarına yardımcı oluyor.

Kürtleri iyi anlamak Avrupa’nın ve herkesin çıkarınadır.

.....................

Kaynak, basnews, erişim: http://www.basnews.com/index.php/tr/opinion/358632

 
 
 

Comentarios


SON YAZILAR

Federalistler

© 2023 by Kathy Schulders. Proudly created with Wix.com 

  • Grey Twitter Icon
bottom of page