Demokratik siyasi mücadelenin gerekleri
- Refik Karakoç (Hak-Par Gn Başkanı)
- 16 Nis 2018
- 2 dakikada okunur
Bugün Türkiye’deki manzara toplumun bütün kesimleri açısından iç açıcı görünmemektedir. Mevcut düzeni korumaya çalışan siyaset kurumları günü kurtarma, kitleleri kandırma peşindedirler. Devletin bütün birikim ve varlıkları, nerede ise son kalanları ile birlikte “Özelleştirme ”adı altında satılmaktadır. Bu şekilde elde edilen kaynaklar savaş için harcanarak tüketilmektedir. Türkiye halkları açısından, yaşam, gün geçtikçe zorlaşarak çekilmez hale gelirken bu durumlardan doğan sıkıntıların en büyüğünü ayrıca Kürd halkı çekmektedir.
Toplumdaki bu durumu gören hükümet çareyi OHAL’ın devamında ve KHK ‘lerde görmektedir.
Bu gün cezaevleri akademisyen, gazeteci, ve milletvekilleri dahil siyasetçilerle doludur. Her günde yeni gözaltına alma ve tutuklamalar devam etmektedir.
Bu gidişat karşısında daha fazla seyirci kalmamak gerekir düşüncesindeyiz. Başta Kürd halkı olmak üzere, Türkiye’de barış, demokrasi ve özgürlük isteyen tüm kesimlerin sesini yükseltmesi kaçınılmaz olmuştur. Sorunların çözümü ve olumsuz gidişatın önüne dikilmek için milli ve demokratik güçlerle Türkiye'de daha çok hukuk ve daha çok demokrasi talebi olanların rol almasının zamanıdır.
Kürdler açısından sürece baktığımızda, dün olduğu gibi bugün de, bütün partiler Kürd karşıtı politikalarda birleşiyorlar. BU güçler yalnız Türkiye’de değil, diğer parçalarda da Kürdler bir statü kazanmasınlar diye etkin çaba gösteriyorlar. Kürd karşıtı bu politikaların devam edeceği açıktır.
Durum böyleyken biz Kürd siyasetçi ve aydınlarına düşen görev, barışçı demokratik yol yöntemlerle hak ve hukuk davamıza sahip çıkmak ve bu amaca ulaşmak için gerekli araç ve mekanizmaları yaratarak bir an önce harekete geçirmektir.
Kürd ve Kurdistan sorunu siyasi bir sorundur. Çözümü de demokratik siyaset ile mümkündür Demokratik siyasetin temel unsuru ise demokratik işleyişi olan, siyasi partidir. Toplumsal kesimlerin farklı sorunlarını çözme ve onların bu yöndeki haklı taleplerini gündemde tutmak, ancak halkın oylarını/desteğini almış bir parti ile mümkündür. Dolayısıyla biz Kürd aydın ve siyasetçilerinin birinci ve öncelikli görevi, böylesi, demokratik ve milli talepleri olan bir siyasi parti inşa etmek olmalıdır.
Demokratik değişim ve dönüşüm ancak halkın ortak gücü ile gerçekleşebilir.
Bu amaçla bir birlik projesi olarak kurulan HAK-PAR kuruluşundan bugüne bu zorlu görevi yerine getirme çabası içerisindedir. Partimiz, hem yerel, hem parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkımızı alternatifsiz bırakmamak için, yasal engelleri aşmaya çaba gösteriyor, yoğun bir çalışma içindedir. HAK-PAR’ın seçim hakkını kazanması halinde, programımızın gereği olan, Kürd ve Kurdistan sorununun eşitlikçi temelde çözümü ile Türkiye’nin federal bir yapıda demokratikleştirilmesini arzu eden tüm siyasi kurum ve sivil toplum örgütleri ile ortaklaşa bir seçim ittifakı sürecini öngörmekte ve bunun gereğine inanmaktadır .
Kısa vadede bu hedeflere ulaşmak için birlikte çalışarak, iş ve güç birliği yaparak daha iyi sonuçlar almamız mümkündür. HAK-PAR doğru siyasi zemin ve ilkelere dayalı olmak koşuluyla, seçimlerde ittifak yapılmasına sıcak bakmaktadır, bunu samimiyetle istemektedir. Programı ve talepleriyle HAK-PAR, Kürd ve Kurdistanî seçim bloku ve demokrasi, barış ve özgürlük isteyen herkesin güç ve destek alabileceği bir adres olmaya açık bir partidir.
12.03.2018
Comments